. adana yoresinden bir turku. ilkay akkaya inanilmaz yollari bukulur gider zuluf ak gerdana dokulur gider yigidin sevdigi guzel olunca omru ardi sira sokulur gider yurudum yurudum yolda yoruldum giden yarin gulusune vuruldum dunya yalan imis ben yeni bildim isin gucun yalan imis yar senin tomurcuk gul olsan har olamazsin azrail de olsan can alamazsin dunyayi kalbura koysan el etsen sen de benim gibi yar bulamazsin ilkay akkaya yorumu olaganustu guzel olan turku, hele işin gücün yalan imiş yar senin derken sanki dokunsan aglayacakmi$ gibi bir sesle soyluyor, kendisine sadece helal olsun demek yetmiyor. yılmaz güney'in en çok sevdiği türkü. rahmi saltuk'un 1998'de çıkan albümünün adı. cengiz özkan bu türküyü gelin albümünde oldukça sade ve güzel bir şekilde yorumlamıştır. müzikal yapısı ve anlattıkları açısından sanki bütün anadolu türkülerinin özeti gibi. memleket, sevgilinin güzelliği, seven insanın hali, dünyanın anlamsızlığı, sevilene sitem, ayar... böyle naif ezgi, iddiasız ve yalın anlatım, bir o kadar sade ve otantik bir yorumla birleşince insanın yüreği dilim dilim diliniyor adeta. çok yaşa cengiz özkan! adanali aziz sen'in okudugu asil versiyonunun sozleri trt yayin suresi laga luga derdiyle kisaltilmis ve en vurucu son kitasi kurgulanmistir. tomurcuk gül olsan elime almamyüz bin yemin etsen billah inanmamyandım ateşine bir daha yanmamişin gücün dalga imiş yar senin bu versiyonda ikinci kita cikarilmis dorduncusu eklenmistir, dort kitasini bir arada soyleyeni adanada dovuyorlarmis ilkay akkaya bu türküyü ağlarken; dinleyeni de yakar, kül eder... çok güzel türküdür aynı zamanda ilkay akkaya'nın -işbu yazının zamanın ötesine kovulma ihtimaline rağmen- neden türkü yorumlamaması gerektiğine kanıt olabilecek bir türküdür. ilkay akkaya'nın sesinin güzelliğine pek bir laf etmek mümkün değildir; lakin türkü yorumları nağmeden fazlasıyla arındırılmış, dümdüz bir ova gibicengiz özkan, gülay, rahmi saltuk yorumlarını tavsiye ederim. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
En çok dinlenen türküler nelerdir?En Güzel Türküler Denince Akla Gelen 15 TürküAllı Turnam – Neşet Ertaş … Acem Kızı – Kubat. … Elif Dedim Be Dedim – İncesaz. … Kırmızı Gül Demet Demet – Yavuz Bingöl. … Tanrıdan Diledim Bu Kadar Dilek – Cengiz Özkan. … Etek Sarı Sen Etekten Sarısan – Haluk Tolga İlhan & Grup Abdal. … Kuş Kanadın Kırılsın – Ayşenur türküleri nelerdir? Adana – Yenice Yolları Bükülür Gider / Adana Köprü Başı Aydın – Kır Atına Bineyim Yar Yoluna Gideyim / İnce Mehmet. Ankara – Karpuz Kestim Yiyen Yok / Başına Bağlamış Karalı Yazma. Bursa – Oğlan Oğlan Kalk Gidelim. Denizli – Cemilem / Yavaş Yavaş Esen Seher Yeli Turkuleri nelerdir?Anadolu'da Söylenen Halk Müziği Havası- Havası Kadınlarca gırtlaktan söylenir. olan türküler hangileri?“Hikâyesi Olan Türküler” 12 unutulmaz türkü ilk kez hikâyeleriyle birlikte tek albümdeYarim İstanbul'u mesken mi tuttun. … Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar. … Hekimoğlu. … Güvercin Uçuverdi MisketJun 3, 2014Hikayeli türkü ne demek?Tarihsel bir olayı kısa bir biçimde anlatan halk türküler nelerdir?1- Anonim Türkü Kim tarafından yazıldığı ya da söylendiği belli olmayan türkülere anonim denir. İzmir'in İçinde, Atçalı Kel Mehmet ve Küpün İçinde Pekmez, anonim türkülerimiz arasında yer Gelin türküsünün hikayesi nedir?Sarı Gelin, eski çağlardan beri Çoruh ırmağı boyunda yaşayan Hıristiyan Kıpçak beyinin kızıdır. … Sarı gelin türküsünde Ermenice kelime yoktur. Sarışın Kıpçak kızına âşık olan delikanlıyı ailesi kız ile evlenmesine karşı çıkar. Delikanlı ise kıza deli gibi âşık olur ve aşkını şiirle mırıldanarak söyler.
Yenice yolları bükülür gider Zülüf ak gerdana dökülür gider Yiğidin sevdiği güzel olunca Ömrü ardı sıra sökülür gider Yürüdüm yürüdüm yolda yoruldum Giden yarin gülüşüne vuruldum Dünya yalan imiş ben yeni bildim İşin gücün dalga imiş yar senin Tomurcuk gül olsan har olamazsın Dünyayı kalbura koysan elesen Sen de benim gibi yar bulamazsın Tomurcuk gül olsan elime almam Yüz bin yemin etsen billah inanmam Yandım ateşine bir daha yanmam İşin gücün dalga imiş yar senin AZİZ ŞENSES ADANA
Funda Doruk 10 Ekim 2018 İstanbul radyosunun sinyalinin “Katibim” türküsünden bir nota parçası olduğunu biliyor muydunuz? Katibim türküsü bugün bile hala neşeli tınılarıyla insanlar tarafından dinlenen bir türküdür. İnsanlar genellikle bu türkünün yakışıklı bir katip için bir genç kız ağzından söylendiğini düşünür ve pek de haksız sayılmazlar. Ancak “Tarihimizdeki Garip Vakalar” isimli kitabında Reşad Ekrem Koçu çok farklı bir hikaye anlatmaktadır… Bu içeriğimizi okurken Katibim türküsünü dinlememek olmaz. Bu türkü için, yakışıklı bir kâtip hakkında bir kız ağzından söylenmiştir diye uydurma bir hikaye anlatılır. Türkünün ilk kıtasını hatırlayalımÜsküdar’a gider iken aldı da bir yağmurKatibimin setresi uzun eteği çamurKatip uykudan uyanmış, gözleri mahmurKatip benim ben katibin el ne karışırKatibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır Bu türküde bir güzel katibi övmekten ziyade genç ve güzel katibi tehzil manası vardır ve bir kız ağzından söylenmiş olmaktan ziyade bir İstanbul kabadayısının, külhanbeyinin düşünme biçimine daha yakışmaktadır. Türkü, Kırım harbi içinde, Abdülmecit devrinde ortaya çıkmıştır. İkinci Mahmut Avrupalı kıyafetini ordu mensubuna giydirmiş, fakat sivil memurları bu hususta serbest bırakmıştı. Abdülmecit, Kırım harbi başlayınca, bu mecburiyeti İstanbul için, en küçük bir katibe varıncaya kadar tüm sivil memurlara da uyguladı. Memuriyetinden başka geçim vasıtası olmayan yoksul ve orta halli ailelerin çocukları cübbe ve şalvar yerine setre ve pantolon giydiler. Mutaassıp insanlar da bunu dillerine dolayıp, “Gavur taklitçiliği” dediler ve pantolonla sokağa çıkan kimseleri sanki iç çamaşırıyla çıkmış gibi kabul ettiler. Hele genç ve eli yüzü düzgün katipler büsbütün dile düşürüldü. Kırım harbinde müttefiklerimiz olan İngilizler, Fransız ve Sardunyalıların orduları İstanbul’dan geçmişti. Üsküdar civarındaki Selimiye kışlası da hastane olarak kullanılmak üzere bu gayrimüslim Avrupalı müttefiklerimizin emrine tahsis edilmişti. İstanbul’dan geçen İngiliz ordusunda bir de İskoç alayı vardı; meşhur gaydaları ve pantolon yerine kısa etekleriyle İskoçyalılar, İstanbulluların pek tuhafına gitmişti. Halk bu garip kıyafetli yabancılara “Donsuz asker” lakabını takmıştı. İskoç alayı Doğu’ya hareket ederken, İskoçyalı bir besteci bu alay için özel bir marş bestelemişti. İşte bu marşın bestesi, bizim Katibim türküsünün nağmeleridir. Yani bir İstanbul külhanbeyi, Üsküdar’daki Selimiye Kışlasına giden katiplere bakarak ve onların kıyafetleriyle eğlenmek için “Üsküdar’a gider iken…” diye başlayan “Katibim” türküsünü yazmış, ona beste olarak da donsuz askerler birliği için bestelenen marşın müziğini almıştı. Sonraları çalgılı küçük konsol saatleri çıktı. Bu saatler Türkiye’ye İskoçya’dan geldi. Fabrika bu güzel marşı da saatin nağmeleri arasına yerleştirmişti. “Katibim türkülü saat” diye satılan bu saatten almayan İstanbullu neredeyse kalmamıştı. Belki siz de bu türküyü genç bir kızın, yakışıklı bir katip için söylediğini zannediyordunuz. Ancak bu türkü tamamen katiplerle dalga geçen, eğlenen İstanbul külhanbeylerinin eseridir ve o neşeli melodisinin kökeninde de İskoç ezgileri vardır.
yenice yolları bükülür gider türküsünün hikayesi